PREZIDENT İLHAM ƏLIYEV

AŞIQ SƏNƏTİ BİZİM MİLLİ SƏRVƏTİMİZDİR, MİLLİ SƏNƏTİMİZDİR!
PREZİDENT İLHAM ƏLIYEV

KTMÜ’de Uluslararası Türk Dünyası Aşıklık Geleneği Çalıştayı

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nde (KTMÜ) “Uluslararası Türk Dünyası Aşıklık Geleneği Çalıştayı” düzenlendi.
Rektörlük adına KTMÜ Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü tarafından koordine edilerek K.C. Kültür, Enformasyon ve Turizm Bakanlığı, T.C. Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı, Kırgızistan Halkları Meclisi ve Kırgızistan Milli Aytış Vakfı’nın katkılarıyla düzenlenen Çalıştayın açılış programı bugün (3 Mayıs 2017) gerçekleştirildi.

KTMÜ Cengiz Aytmatov Kampüsü Kasım Tınıstanov Konferans Salonu’ndaki açılış programına T.C. Bişkek Büyükelçiliği Müşavirleri, KKTC Bişkek Temsilcisi, KTMÜ Rektörü, Rektör Vekili, çeşitli ülkelerden akademisyenler, Kırgızistan’dan Akın Amantay Kutmanaliyev, Akın Azamat Bolgonbayev; Kazakistan’dan Akın Börübay Orazımbetov ve Akın İzat Aydarkulova; Azerbaycan’dan Aşık Sait İsayev, Aşık Kemale Mehdiyeva; Türkiye’den Aşık Nuri Çırağı, Aşık Nuricihan Karataş, Aşık Ayten Gülçınar, Aşık Ali Sırrı Çoban; öğrenciler ve basın mensupları katıldı.
İlk oturum Aşık Veysel üzerine...
KTMÜ Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aydın açılış programındaki konuşmasında Çalıştay ve Şölen ile ilgili bilgi verdi. Dünyanın ve nesnelerin iki yüzü olduğunu ve bu gerçeğin âşıklar ve sanatçılar tarafından berrak bir şekilde görülebildiğini söyleyen Prof. Dr. Aydın, âşıklık geleneğinin Türk dünyasının ortak bir değeri olduğunu ve tüm Türk dünyasının aşıkların mekânı olduğunu hatırlatarak, Çalıştayın ilk oturumunun Aşık Veysel’e ithaf edildiğini söyledi ve “Açılış oturumunu, dünyayı gönül gözüyle gören Aşık Veysel’e armağan ediyoruz.” vurgusunu yaptı.
Aşıklar, hayatımızın her anındadır…
KTMÜ Rektörü Prof. Dr. Sebahattin Balcı, açılış konuşmasında, “Türk dünyası âşık edebiyatının konu edildiği bu çalıştaya çok önem veriyoruz. Sözlü edebiyatımızın bu türü hepimiz ve özellikle gençler tarafından çok iyi bilinmeli. Gelecek nesiller bunu öğrenmeli ve yaşatmalı. Bugün burada Dede Korkut ile başlayan bir gelenekten söz ediyoruz. Dede Korkut, diğer bir adıyla Korkut Ata, âşıklık geleneğimizin piridir. Eline aldığı kopuzuyla tarihimize ve medeniyetimize çok büyük değer katmış, baş tacı edilmiş, maneviyatıyla kabul görmüş büyük bir şahsiyettir. Aşıklar hayatımızın içindedir. Hayatın tüm safhalarında bizimle beraberdirler. Uzun asırlar sözlü geleneği, destan ve masal gibi sözlü edebiyatımızı, tüm folklorik unsurlarımızı, tarihimizi ve önemli olayları, yaşadığımız topluma ve yeni nesillere kendi katkı ve yorumlarıyla aktarmışlardır. Onlar tüm üzüntülü ve neşeli günlerimizde vardır. Geleneklerimizde, örfümüzde, adetimizde birer yol göstericidir onlar. Tüm değerlerimizde, kültürümüzde vardırlar.” dedi.
Aşık, sevgiyi terennüm eder…
“Onlar üreten, nakleden ve geleceğe taşıyanlar olarak, Allah ve Peygamber sevgisinden başlayarak, tüm varlıkların sevgisiyle var olanlardır.” sözleriyle âşıkları betimleyen Prof. Dr. Sebahattin Balcı, “Aşığın kalbi sevgi ile doludur. Dili de o sevgiyi terennüm eder. Gönül tellerine vurarak, tüm duygularını müzik diliyle aktarır. Türk dünyası halkları olarak bu geleneği yaşatarak aramızdaki bağları güçlendirebiliriz. Bu gelenek yaşatılarak güçlendirilirse Türk dünyası ayağa kalkar. Çünkü âşıklar en zor günlerde mücadele azminin ve kararlığının göstergesi olmuşlardır. Aşıklar, toprağını ve vatanını bırakmayacağını, namusunu çiğnetmeyeceğini gösterenlerdir.” diye konuştu.
Veysel’in her kelimesini derinlemesine düşünün…
Prof. Dr. Balcı, gençlere, “Aşık Veysel’i dinlemenizi çok isterim. Her sözüne anlam vererek, her kelimesini derinden düşünerek dinlemenizi isterim. ‘Uzun ince bir yoldayım.’ sözleriyle başlayıp ‘Benim sâdık yârim kara topraktır.’ diye devam eden ifadesindeki derinliği idrak ederek dinleyin Aşık Veysel’i gençler. O, bu sözlerinde insanın nerden gelip nereye gittiğini çok güzel anlatıyor. Aşıklar gönül eğlendirenler değil, ders veren, değer katan, mana veren, derinden düşündürenlerdir. Aşıklık geleneği derin bir sanattır, derin bilgi gerektirir. Dede Korkut’tan el alıp o mirası bugünlere taşıyanların gençlere el vermesini ve bu geleneğin nesiller boyu sürmesini dilerim.” dedi.
Aşık edebiyatının çeşitli türlerini tanıtacak etkinlik…
KTMÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Asılbek Kulmırzayev, âşıklık geleneğinin Kırgızistan’da çok yaygın olmasına karşın bu geleneğin Türk dünyasındaki türlerinin ve icra biçimlerinin Kırgızistanlılar tarafından pek bilinmediğini söyledi. Bu Çalıştay ve Şölen ile bu ortak geleneğin çeşitli temsillerinin öğrenilmeye başlanmasının yolunun açılacağını vurgulayan Prof. Dr. Kulmırzayev, KTMÜ’nün gerçekleştirdiği en anlamlı etkinliklerden biri olan bu bilimsel çalışma ve konserin, kardeş halkları birbirine daha da yakınlaştıracağına olan inancını dile getirdi. Tarihteki diğer medeniyetlere göre, Türk dünyası medeniyetinin daha çok sözlü mirasa dayandığını söyleyen Prof. Dr. Kulmırzayev, “Bugün burada bunun bilimsel temelleri konuşulacak ve bu çalışma akşamki törenle taçlanacak.” dedi.
Bu asır Türk dünyasının asrı...
Çalıştayda sunum yapan Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Berat Alptekin, Türkler'in kurtuluşunun birbirini daha çok tanımaktan geçtiğini, 21. asrın Türk dünyasının asrı olarak tamamlanacağını söyledi.
Azerbaycan Aşıklar Birliği Başkan Yardımcısı Musa Nebioğlu ise sunumunda Türk dünyasında aşıklık geleneğinin çok köklü tarihe sahip olduğunun altını çizdi.
Açılış programı, Çalıştay katılımcılarına plaket takdimiyle sona erdi.